file:///C:/Users/90530/Downloads/google3748ff7ffb926725.html ZOR olan ÖĞRENMEMDİR. Onu KOLAY yapan ise BAKIŞ AÇIM.
top of page

ZOR olan ÖĞRENMEMDİR. Onu KOLAY yapan ise BAKIŞ AÇIM.



Zor kelime anlamı bakımından ;

1. sıfat Sıkıntı veya güçlükle yapılan, kolay karşıtı: Sabır güzel, faydalı fakat zor şeydir.” — Burhan Felek

2. isim Sıkıntı, güçlük, rahatsızlık: Dün gece bütün sinirlerimi bir kâbus işkencesinin zoru altına koyan buhranlı saatler yaşadım.” — Etem İzzet Benice

3. isim Yüküm, mecburiyet: Artık kızının evinde kalışının zordan olduğunu biliyordu.” — Necati Cumalı

4. isim Baskı: Hocaların zoru ile çıkarılmış olan bu kanun yürümedi.” — Memduh Şevket Esendal

5. zarf Güçlükle: El ele vermiş polisler kaldırımlardan taşan halk kitlesini zor zapt ediyorlardı.” — Haldun Taner

6. ünlem `Yapamazsın` anlamında kullanılan bir söz.


Bende herkes gibi hayatımın 44 yıllık yolculuğunda bilinçli olduğum süreçler itibariyle, şimdi düşününce şöyle geriye dönüp baktığımda bir çok ‘ Zor’ ‘Güç’ ‘ Kolay olmayan’ ‘Sınav’ ‘Dönüşümüme hizmet eden’ ‘ Değişimime katkı sunan’ ‘Sınırlarımı keşfettiren’ ‘ Tutumlarımın ne olduğunu bana gösteren’ ‘Başkalarını eylemleriyle daha da iyi tanıdığım’ ‘En güzel öğrenmelerim’ diye ifade edebilirim.

Kuran-ı Kerim’de İnşirah Suresinde şöyle seslenir Yüce Yaradan, ‘Fe-inne me’a-l’usri yusrâ(n) Demek ki zorlukla beraber bir kolaylık vardır.’

Şimdi neden bu konuyu getirdim derseniz, genellikle yaşadığım deneyim ve tecrübelerden yola çıkarken son iki gün zorluk olarak dirençli gelen konularda , davranış ve tutum gösterirken kolaylığın içinde bilinçli olarak varolduğunu bizzat deneyimlediğim süreçler oldu. Deneyimlerimiz, bizi bir yerden bir yere taşıyan en özel araçlardan.

Bu zorluklarla birlikte kolaylıklarıda görmek ve buna inanmak ise çok kritik ve önemli. Bizim için önemli olanın ne olduğu konusunda gerçekten net bir fikre sahip olmakta kesinlikle çok önemli.

Sizin konuyu ele alış biçiminiz, yani meta programlarınızın ne olduğunu farketmeniz için yaşadıklarımız ayrıca muazzam,öğretici deneyimlerdir.

Dün bir eğitim sonrası arabanın sol ön lastiğinin inmiş olduğunu farkettim, Yol bilmem iz bilmem bir şehirde, patlayan lastikle bakışıp dedim ki ; ‘Sen sadece indin patlamamış ol, oldu ki patladın istepne ile seni değiştireceğim çözüm bu.

Yola çıktım ve dedim ki bir lastikçi olsa ya ,pat diye çıktı mı karşıma.

Uncalı Oto lastik Mustafa. Allah’ın selamını verdim girdim konuya. Dedi ki;

‘ Bu patlamış muhtemelen abla’ dedim ‘ sen bir bak, öyle karar ver.’ Patlamamış ancak anevrizma olmuş bir tel atmış içerden köşeden kaçak yapıyor, sohbet muhabbet derken ,rotun bozulduğunu da farkettik, anlattı durumu.

‘Peki dedim lastik satıyor musun? ‘ ‘ Hayır abla dedi ,sıfır satmıyorum, sen internetten al gel takarız.’ gayet kendinden emin bir tavır ve tebessümle. ‘Lastiğin rot ayarını sakın şimdi yaptırma, yeni aldığında yaptır.’ ‘Tamamdır’ dedim, bende bir iki yol tecrübemi aktardım.

Sordu; ‘ Abla sen ne iş yapıyorsun? ‘ Profesyonel Koçluk ve Eğitmenlik’ deyince ‘ne güzel, belli halinden, en güzeli kendi işin.’

Eli hızlı ve pratik, çözüm odaklı, yardımsever, çıkarken yola yardımcı olmak için de sağolsun destek verdi.’

Emeğin karşılığında çok cüzi bir tutar aldı.

Yeni bir iş insanı tanımama, lastiğin rot ayarının bozuk olduğunu öğrenmeme sebep olan bu kolaylıkla gelen durumda ki zorluk ise, en çok neydi biliyor musunuz, zihnimin üretmek için beni zorladığı kafa sineması ve kaygı ile baş etmek. ’ Eski ben kafa sinemaları ve bir sürü olumsuz teorilerle kendi kendimi sabote eder, stres ve kaygı ile yorucu bir süreç yaşardı, bunu gözlemlemek bile bana kendimi harika hissettirdi.

Öncelikle içinde bulunduğum durumu kabul ettim. Yalnızdım, etrafımda yardımcı olacak kimse yoktu. Saat 12:00 ‘de bir eğitime yetişmem gerekiyordu. Kendi kendime ilk söylediğim ‘ Tamam, her şey mümkün, bu durumu nasıl çözebilirim?’ oldu.

2.si. iki seçenek vardı; Lastik eğer patlamış tamamen inmiş olsaydı , istepneyi çıkartıp lastik değiştirecek, gücümün yetmediği civataları açma ya da sıkma noktasında bir güç kaynağı bulacaktım.

Diğer seçenek ise bir benzin istasyonu bulup hava basıp, oto yedek lastikçi aramaktı. Lastik tamamen inmediği ve yolda benzin istasyonu ya da lastikçi arayacak kadar idare edecek noktada olduğu için diğer seçeneği tercih etmiştim.

Bu süreci aştığım için mutlulukla eve vardım.

Ertesi gün tekrar sabahtan Üniversiteden dönüşte arabaya bindim bide ne göreyim, marş basmıyor, Allah dedim akü bitmiş, hem 6 ay önce tekrar benzer bir durum yaşamış ancak hallettiğimiz için gideri var akünün diye aküyü de değiştirmemiştik.

İlk an, bir garip duygu kapladı içimi. Duygu oltası gelecekti, fark ettim hemen dedim ki; ‘ Ayşe Gül, bir dur düşün’, gülümsedim ve sesli olarak, kendi kendime ‘ ‘Bu iki günün bana hediyeleri ne ola ki?’ diye sordum. Hemen çözüme odaklanıp yine ne yapabilirim? aramaya başladım.

Tam aracı park ettiğim yerin önünde simit sarayı vardı, oraya uğradım. Yakın bir taksi durağı var mı diye? sordum. Onlar nerede olduğunu aralarında konuşurken, orada ki bir beyfendi ; ‘Ben size yardımcı olurum’ dedi. Sağ olsun. Kalbimi bir rahatlık kapladı, ancak kısa sürmüş sayılsa da, beni birinin yardımını görme duygusu , yardım etme, katkı sağlama değerimi başkasında görmem açısından rahatlatmıştı. Aracından yanıma geldi, mahcup bir ifadeyle, ‘Arabayı sabah değiştirmiştim, şarj aparatı diğer arabada kalmış kusura bakmayın, bulursanız aparatı size yardımcı olurum ‘ diye ekledi. Kendisine teşekkür ettim. Bu durum da bir başka seçeneği aramama sebep oldu. Tam o sırada önümden bir taksi geçerken el kaldırdım, durmadı, koştum peşinden telefon işareti yaparak. Taksi şöförü vurdum duymaz diye tabir ettiğimiz, hani ilgisiz biri değildi çok şükür ki,durdu. Dedim ‘böyle böyle… durağı arayıp birini yollar mısınız? ‘ ‘Bir ücret karşılığında gelirim’ dedi telsizin diğer ucundaki kişi.’ tabi ki’ dedim, ‘siz gelin yeter ki.’

Neyse Taksi geldi ve 5 dk da şarj ettik, aracı çalıştdım ve eve vardım.

Karşılığında cüzi olmayan bir tutar ödemiştim, bununla birlikte bu tutarı ödeyecek gücüm çok şükür vardı, olmasaydı bu seçenek yerine yoldan geçen ,Simit sarayında rastladığım gibi vicdanlı, yardımsever birini bulma niyetimle, aramaya devam edecektim.

Bu iki günün hediyeleri ise; Uzun yolda başıma gelebilecek durumları önceden fark etmek ve önlem almak, güzel insanların varolduğunu bilmek, eski ben ve yeni ben arasında duygusal dayanıklılıkta kat ettiğim yolun güzelliği oldu. Müteşekkirim.

Güçlü Liderler içsel deneyimlerini kontrol etmeye çalışmıyor, aksine bunun yerine Duygusal Çeviklik tekniği denen bir yöntem kullanıyorlar. Farkındalık, Değerlerini temel alan, üretken, yaratıcı bir tavırla Duygusal çeviklik adını verdiğimiz yaklaşımla, hem daha az strese kapılıyor, daha az hata yapıyor, daha innovatif ve daha yüksek performans gösteriyorlar.

Duygu , düşünce, davranış bizim olmazsa olmaz yaşam çemberimizin en önemli halkası.

Hayatı nasıl algıladığımızla yaşayış biçimimiz birbirine o kadar bağlı ki.

Size bu konuda bir tavsiyem şu;

Tepki vermeden önce gelen düşüncenize bir bakın.

Yapamam, başaramam, Elimden ne gelir ki ? Onlar ne düşünür? Başarılı değilim gibi fikirler bir duygu oltası yaratır. Olmayan gerçekliği düşündükçe gerçekmiş gibi güçlendirir. Paradigmalarımızı fark etmek, onları dönüştürerek değiştirmek, hayatımızı daha proaktif şekilde yaşamak bizlerin elinde.

Önce Kabul ve kararlılık, meta programlarımızı tanımak, düşünce ve duygularımızın adını koymak, analiz edip kabullenmek, değerlerimize göre hareket etmek bu işin özel formüllerinden.

Sağlık ve Koçlukla Kalın,

Sevgilerimle

Coach ÖZEREL

7 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page