The Work- Olanı Sevmek

Size etkin ve değerli bir araç ve vaka örneği aktaracağım.
Belirttiğim isim kendi ismim gizlilik açısından kendi ismimi kullandım.
Bu çalışma Byron Katie tarafından oluşturulmuştur. Kitabın adı Olanı Sevmek Öncelikle mutlaka alıp okumanızı öneririm.
Bu teknik duygunun öfke duyma, affedememe, kızgınlık, kıskançlık gibi kendi düşüncelerinin ve kendi hikayenin bir sonucu olduğunu fark etmeni amaçlıyor.
Koçlukta bu tekniği uyguladığımız her tür alanda uygulanabilir.
Şöyle ki;
Yaşamda istemediğimiz durumlar, kişi ve olaylar olduğunda ,bir suçlu ararız, bizim dışımızdaki durumlara ve kişilere bu durumun vebalini yöneltir, Suçlayıcı ya da kurban rolüne yöneliriz.
Bir parmağımızın karşımızdakine çevriliyken, diğer 4 parmağın bize dönük olduğunu o an yaşadığımız duyguların etkisiyle farketmeyiz.
Byron bu çalışma ile, kendi yarattığın düşünce denizinden kısa süreliğine çıkar ve olaya daha net ve objektif bakar.
Böylelikle kendini daha iyi tanır ve sade ve sadece olanı farkeder.
Bu çalışma ile koçluk alan kişiyi rahatsız eden, üzen, hayal kırıklığına uğratan, güvenini yokeden, öfkelendiren bir konu ile ilgili çalışılır.
Kişinin gündemine getirerek sorun olarak ifade ettiği durumla ilgili 4 soru vardır.
Bu doğrumu?
Bunun doğru olduğunu kesinlikle bilebilir misin?
Bunu düşündüğünde nasıl tepki veriyorsun?
Bu düşünce olmasa sen kim olurdun?
Örnek;
Eşinin kendisini dinlememesine çok kızan ve içerleyen Ayşe Gül Koçluk alırken bunu anlatır. Bu durum Ayşe Gül'e kendisini değersiz ve önemsiz hissettiriyor. Bu nedenle Ayşe Gül eşine içinden geldiği gibi samimi ve yakın davranamıyor. Onu dinlemiyor.
Vaka şu şekilde ilerliyor;
Ayşe Gül- Eşime kızıyorum çünkü beni hiç dinlemiyor.
Koç- Bu doğru mu?
Ayşe Gül- Tabiki doğru ne zaman ben bir şey anlatmak istesem beni dinlemiyor, başka şeylerde ilgilenmeye bir yandan devam ediyor göz teması bile kurmuyor. Telefonuna bakıyor.
Koç- Seni dinlemediğini kesinlikle bilebilir misin?
Ayşe Gül- Hayır bilemem, telefonuna bakması beni dinlemediği anlamına gelmez.
Koç- Peki sen eşinin seni dinlemediğini düşündüğünde nasıl tepki veriyorsun?
Ayşe Gül- Geriliyorum bu durumda, kızıp öfkeleniyorum, böyle olduğunda ona tatlı bir söz söylemek iyi bişeyler yapmak, iyi davranmak içimden gelmiyor. Surat asıyorum.
Koç- Peki bir an düşünelim, Sen ve eşin karşı karşıyasınız, Ve eşin hakkında '' beni dinlemiyor'' diye bir düşünce yok. Sen bu durumda nasıl biri olurdun?
Ayşe Gül- Gayet mutlu, rahat olur , espriler yapardım. Konuşurdum,karşısında kendimi değerli hissederdim.
Koç- ''Eşim beni dinlemiyor'' düşüncesine tutunmak için bir neden görebiliyor musun?
Ayşe Gül- Bir neden göremiyorum.
Koç- Bir hafta nasıl bir Ayşe Gül olmayı seçiyorsun?
Burda koçluk alan müşteri ( Danışan) samimi yanıtlarla kendisini acıtanın olan şeyden ziyade olan şey hakkında düşünceleri olduğunu farketmekte.
Byron, kitabında hepimizin bir hikayesi olduğunu ve bu hikayeleri,fark etmenin,bu hikayelerden çıkmanın, gerçek dönüşümü başlattığını söylüyor ve şu soruyu soruyor .
'' Hikayen olmadan sen kim olurdun?''
işte bu soru , olanı gerçekten farketmek, anlamak için harika bir başlangıç.
Bir çok güçlü soru gibi bu soru da kişideki dönüşümü başlatıyor.
Sevgilerimle,
Coach ÖZEREL

Kaynak: Katie Byron Loving What İs: Four questions That can Change your Life .The Rivers Press,2002 (Olanı Sevmek: Yaşamınızı Değiştirebilecek 4 soru) İstanbul Butik yayınları 2012)
Katie Byron: Question Your Thinking,Change The World : Questions from Byron Katie,ABD: Hay House,2007.